
Ümraniye escort dar arka sokaklarında, gece yarısına yaklaşan saatlerde, sokak lambalarının yarısı yanmazdı. O yanmayan lambalardan birinin altında, ince montunun fermuarını çekiştiren 23 yaşındaki Derya bekliyordu. Soğuk, ayak parmaklarını uyuşturuyordu ama bu, o geceye çıkmak zorunda olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Derya, hayata başlarken kimseye borçlu değildi, ama büyüdükçe hayat ondan fazlasını istemeye başladı. Babasını hiç tanımamış, annesi ise çalışmak için memleketten İstanbul’a gelmişti. Çocukluğu bir evden diğerine taşınmakla, kısa süreli dostluklarla geçmişti. 17 yaşında annesi hastalanıp iş göremez hale gelince, eve para getirmek Derya’ya kaldı. Önce bir tekstil atölyesinde çalıştı, sonra market kasasında… Ama kira, faturalar, ilaç parası derken maaşı hep yetmedi.
Bir gün, tanıdığı bir kız ona “başka bir yol”dan bahsetti. Derya ilk başta reddetti, ama ay sonu geldiğinde mutfakta boş tencereyi gördüğünde direnci kırıldı. O gece, kendini hiç bilmediği bir dünyanın içinde buldu. İlk zamanlar, her gece eve döndüğünde banyoda saatlerce suyun altında oturuyordu. Ama zamanla, duygularını kapatmayı öğrendi.
Ümraniye büyük seven escort geceleri tehlikeliydi. Sarhoşlar, belalı tipler, bazen de kötü niyetli polisler… Derya, kendini korumayı öğrenmişti ama geçen ay yaşadığı olay hâlâ zihninde tazeydi: Genç bir adam, ödeme yapmadan gitmeye çalışmış, Derya’yı itip yere düşürmüştü. O an, hayatta ne kadar yalnız olduğunu hissetmişti.
Bir gece yağmurdan korunmak için küçük bir büfeye sığındığında, kasada oturan yaşlı amca ona sıcak bir çay verdi. “Kızım, böyle yaşamak zorunda değilsin,” dedi. Derya başını eğdi, gülümsedi ama cevap vermedi. Amca cebine bir kartvizit sıkıştırdı. Üzerinde “Kadın Dayanışma Derneği” yazıyordu.
Derya haftalarca o kartı çantasında taşıdı. En sonunda, bir sabah uykusuz ve yorgun bir şekilde derneğin kapısına gitti. İçeride onu dinleyen, yargılamayan insanlar vardı. Ona meslek oral kursu imkânı sundular. Derya kuaförlük kursuna yazıldı. Gündüzleri saç kesmeyi, boyamayı öğreniyor; geceleri ise hâlâ çalışmak zorunda kalıyordu. Ama bu kez içinde bir umut vardı.
Bir yanıt yazın