
Sinem, 34 yaşındaydı. İstanbul’un Kartal escort ilçesinde, annesinden kalan küçük bir apartman dairesinde yaşıyordu. Kıyıdan birkaç sokak yukarıda kalan bu mahallede hayat ağır aksak akardı. Sabahları denizden gelen yosun kokusuna uyanmak ona hâlâ huzur veriyordu ama artık bu huzur, kalbinin derinliklerine inmiyor, üstünde geziniyordu sadece.
Sinem bir reklam ajansında çalışıyordu. Pandemiden sonra işler küçülmüş, ekipler daralmış, maaşlar düzensizleşmişti. Ajans bir süre sonra kepenk kapatınca oral Sinem işsiz kalmış, kısa bir bunalım sürecinin ardından freelance projeler almaya başlamıştı. Ancak ne gelen işler düzenliydi ne de ödemeler zamanındaydı. Ay sonunu getirmek, bir hesap makinesiyle labirent çözmeye benziyordu artık.
Kartal escort sahiline inip banklarda oturmak alışkanlık olmuştu. Deniz hep aynıydı ama onun içi dalgalıydı. Sinem, içindeki kaygıyı en iyi rüzgârın savurduğu martılarla anlatabiliyordu kendine. Çantasından defterini çıkarır, yavaşça yazardı. Yazmak, nefes almaktı.
Bir sabah yine sahildeyken telefon çaldı. Numarayı tanımıyordu. Açtı. Telefondaki ses, üç ay önce başvurduğu yerel bir dergiden arıyordu. Yazarlık için deneme yazısını beğenmişlerdi. Kültür-sanat yazıları için düzenli içerik istiyorlardı. O an yüzünde uzun zamandır görülmeyen bir tebessüm belirdi.
İlk yazısını “Kartal’da Bir Yürüyüş” başlığıyla yazdı. Semtin geçmişini, eski tren yolunu, sahildeki çaycıyı, vapurla geçip giden yolcuları anlattı. Dergi yazıyı beğenmişti. Bir sonraki ay için seksi hemen ikinci yazı talep edildi. Sinem, yeniden üretmenin, anlatmanın, kelimelerle yeniden var olmanın hazzını hatırlıyordu.
Hayat birden bire değişmemişti elbette. Hâlâ zorluklar vardı. Ama Sinem artık kendini, yaşadığı semti ve hayallerini küçümsemiyordu. Kartal escort onun hem sınavı hem de yeniden doğuşuydu. Belki bir gün denizi izlerken, kendi kitabını yazmaya başlayacaktı.
Bir yanıt yazın